MESNUN DUALAR

Kapak yazısı:

İnsanları rahata kavuşturan bütün sebepleri Allah (celle celalühu) yaratmıştır. Dua da, dünya ve ahiret sıkıntılarını gidermek için bir sebeptir. O halde insanın vazifesi sebeplere sarılıp çalıştıktan sonra her rahat ve sükûnu Allah (celle celalühu)'dan bilmesi ve O'na şükretmesidir.

Dua, aynı zamanda Allah (celle celâlühu)'nun eşsizliğine teslimiyettir. Kul, ne kadar iyi amel
işlerse işlesin, Allah (celle celâlühu)'ya dua etmesi gerekir. Böylece kendi gücüne, aklına
ve zekasına tapmamış olup, yardımı Allah (cellecelâlühu)'dan aldığını duasıyla göstermiş olur.

ÖNSÖZ

Alemlerin Rabbi olan Allahu Teâlâ’ya hamd, Peygamberlerin Efendisi olan Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’e ve onun tertemiz soyuna ve ona itaat eden ashabına ve kıyamete kadar ona tabi olanlara salât ve selam olsun.

Duâ; kulun istek ve ihtiyaçlarını Aziz ve Celil olan Allah’a arz etmesidir. Çünkü O, çok Cömert ve Kerim’dir. Kullarına karşı merhametlidir. Yerlerin ve göklerin hazineleri O’nun elindedir. O kendisinden istenilince hoşlanır, istenmezse hoşlanmaz. Ama insanlar kendisinden istenmeyince hoşlanır, istenince hoşlanmazlar. O halde herhangi bir ihtiyaç ve zorlukla karşılaşınca yaratıkların kapılarına değil, Yüce Allah’ın kapısına yüz sürülmelidir. Bu yüce kapıya el açanı Kerim olan Allah diğer kapılara yüz sürüp alçalmaktan koruyacaktır. Sahabe-i Kiram radıyallahu anhum duâ için ellerini kaldırınca rızık, yağmur ve bereket kapıları açılır hatta yardım için melekleri dâhi indirirlerdi. Evet, veren Zât değişmedi, bugünkü alan eller değişti. O ellerin sahiplerinin fikir ve amelleri değiştiği için duâları kabul olunmamaya başladı.

İnsanları rahata kavuşturan bütün sebepleri Allah celle celaluhu yaratmıştır. Duâ da dünya ve ahiret sıkıntılarını gidermek için bir sebeptir. O halde insanın vazifesi sebeplere sarılıp çalıştıktan sonra her rahat ve sükunu Allah celle celaluhu’dan bilmek ve O’na şükretmektir.

Duâ, aynı zamanda Allah celle celaluhu’nun eşsizliğine teslimiyettir. Kul ne kadar iyi amel işlerse işlesin, Allah celle celaluhu’ya duâ etmesi gerekir. Böylece kendi gücüne, aklına ve zekasına tapmamış olup, yardımı Allah celle celaluhu’dan aldığını duâsıyla göstermiş olur. İbrahim aleyhisselam ve oğlu Kâbe’yi inşaa ettikten sonra oturup duâ etmişler ve “Yâ Rabbi bizden bu işi kabul et!” demişlerdir.

Bir duâ gönülden çıkarsa daha çuk kabul olunur. Bundan dolayı, duâ ve zikredenin Allah celle celaluhu’dan ne istediğini bilmesi gerekir. Bu da kişinin duâ ve zikirlerinin anlamını bilmesine bağlı olduğundan, hazırladığımız bu kitapta, her duânın tercümesi yapılmıştır.

Bütün duâların Arapça metni, Türkçe okunuşu, mânâsı ve faziletlerinin konması ve hepsinin Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem’den nakledilen duâlar olmasına titizlik gösterilmiştir.

Bu âciz kuluna eserin meydana gelmesinde tevfik veren Allah celle celaluhu’ya hamd olsun.

Hayri DEMİRCİ